13 Mart 2016 Pazar

Daha

Sen doğmadan iki sene önce... Bir tekne vardı, hiç unutmam, adı Swing Köpo... Rahim diye bir itin teknesi... Neyse, yükledik malı... En az 40 kelle var. Biri de hasta. Nasıl öksürüyor, bir görsen! Bitmiş herif! Kim bilir kaç yaşında, belki yetmiş, belki seksen...”
Babam bir katil olmasaydı, ben de olmayacaktım...
“Neyine gerek lan senin, dedim hatta... Kaçmak, göçmek? Gideceğin yere gitsen ne olur? Ölmeye mi çekiyorsun bu kadar eziyeti? Neyse... Sonra Rahim dedi, sen de gel, dönüşte iki laf ederiz. Benim de işim yok o zamanlar, daha kamyonu almamışım...”
Babam bir katil olmasaydı, annem beni doğururken ölmeyecekti...
“Arada, kaçağa gidenlere bir el atıyorum... Hem işi öğreniyorum hem de üç beş yolumu buluyorum... İyi lan, dedim. Bindik, açıldık işte... Sakız’a varmaya az kala bir fırtına çıktı! Zaten Swing Köpo’nun kendini götürecek hali yok! Daha ne olduğunu anlamadan, göçtük suya...”
Babam bir katil olmasaydı, asla dokuz yaşıma basmayacak ve onunla o sofraya oturmayacaktım...
“Bir baktım, herkes bir tarafta, bağıran bağırana... Adam gelmiş çölden, ne bilsin yüzmeyi! Böyle bir görünüyorlar, sonra yok! Taş gibi batıyor hepsi! Boğulup gidiyorlar...

Soyismi gibi karmaşık bir adam!

Öyle bir hayat yaşadım ki,
Cenneti de gördüm, cehennemi de
Öyle bir aşk yaşadım ki
Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de
Bazıları seyrederken hayatı en önden
Kendime bir sahne buldum oynadım
Öyle bir rol vermişler ki
Okudum okudum anlamadım
Kendi kendime konuştum bazen evimde
Hem kızdım hem güldüm halime
Sonra dedim ki 'söz ver kendine'
Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin
Öyle bir hayat yasadım ki, son yolculukları erken tanıdım
Öyle çok değerliymiş ki zaman
Hep acele etmem bundan,
Anladım...

Friedrich Nietzsche

Eğitim Sistemi Örneklemesi

Bir öğretmen arkadaşım var, okullarını depreme dayanıklı hale getirmek için yıkıp yeniden yapacaklarmış. Öğrenciler müdürün kapısına dayanmış, “biz yıkalım hocam!” diye. İşte okul sevgisi.. okul böyle bir yer, orada öğrenilen her şeyi nefret ederek öğrendik. milli eğitim bakanı olsam, bütün iyi yazarları müfredattan çıkarırdım. Edebiyat hocası kazma olduktan sonra ders kitabına sait faik koymanın anlamı yok. İyi yazar veli yarısıdır zaten. Bir hadise olmadıktan sonra okula gelmesine gerek yoktur.
Emrah Serbes

Bir İhsan Yüce şiiri

Ekmek şarap sen ve ben
Birde sabahın dördü
Dışarda kar
Odamız ılık
Gözlerin ılık ılık damlarken boş kadehe
Anlattın bana ağzı sarımsakı kokan bir çocukla yattığını

Aşkı tattığını, karım dediğini ve aldattığınıKıskandım Gogeni Tahitilim
Terlemiş vücudunu silerken
Cüzzam mikrobunu ve yaktığı kulübesini
Saçların bağlamıştı ellerimi muz kokulum
Güneşi doğurmuştu ölü cisim
Martı çığlıklarıyla bir sahil kayalığında
Nefesin vücudumu yakıyordu yer yer

Chrıstopher McCandless

Into the Wild filmiyle hayatını öğrenme şansı bulduğumuz Chris McCandless'ın ufuk açıcı öyküsü.
Chris ve ailesi
1990 yilinda universiteden mezun olduktan sonra bankasindaki 22.000 dolari hayir kurumlarina bagislayip, ailesine ve arkadaslarina haber vermeden, otostop ile amerikayi dolasmaya baslayan, hatta kano ile kacak olarak meksika'ya giris ve cikis yapan ve en sonunda uzun suredir dusledigi buyuk alaska macerasi sirasinda hayatini 1992 yilinda kaybeden maceraperest genc.
olum sebebi acliktir. kendisi oldugunde 24 yasindaydi.